Türkiye Büyükelçiliği’nin Washington Caz Sahnesinde Oynadığı Şaşırtıcı Rol

1930’larda Washington’da iki genç caz müziği sonsuza kadar değiştirdi. Adları Ahmet ve Nesuhi Ertegün idi.

Tam bir ırk ayrımcılığının süregeldiği bu sanat, yavaş yavaş—ve biraz da gizlice—Türkiye Büyükelçiliği’nin salonlarında birleşmeye başladı.

Günümüzde Türkiye Büyükelçisi’nin rezidansı olan bina Washington’ın Kuzeybatısında, Georgetown’dan çok da uzak olmayan Sheridan Circle’da yer alır. Bu malikane, 1. Dünya Savaşı zamanında inşa edilmiştir ve gösterişli odaları koyu işlenmiş ahşap, 16. yy. sanat eserleri ve pırıltılı altın avizeler ile süslenmiştir.

1935 senesinde Ahmet ve Nesuhi kardeşler bu malikaneye babaları ve Büyükelçi Mehmet Ertegün ve ailenin geri kalanı ile birlikte taşındı. Gençler büyük bir caz hayranıydı—ne de olsa o dönemin popüler müziği cazdı—ve Washington’un büyüyen caz sahnesi onlar için bir cennetti.

Georgetown Üniversitesi müzik profesörü ve caz tarihçisi Anna Celenza, “Geldiklerinde bu müziğe ilk elden tanıklık etmeyi sabırsızlıkla bekliyorlardı,” diyor. Gelişlerinden kısa süre sonra, U Street üzerindeki Howard Theatre gibi en popüler caz kulüplerine gitmeye başladılar. Duke Ellington, Joe Marsala ve Jelly Roll Morton gibi müzisyenleri izleme fırsatı buldular.

Ama aynı zamanda Washington müzik sahnesinde tam bir ırk ayrımcılığı olduğunu da fark ettiler. İzleyiciler ya sadece siyah ya da sadece beyazdı ve farklı ırklardan müzisyenler nadiren bir arada çalıyordu.

Ahmet ve Nesuhi bunun saçma olduğunu düşündü ve hayranlık duydukları müzisyenleri müzik yapmaları için büyükelçilikte yemeklere davet etmeye başladılar—ırk gözetmeksizin. (O dönemde malikane hem büyükelçilik hem de rezidans işlevi görüyordu. Günümüzde ise büyükelçilik binası taşınmıştır.)

Aralarında güneyli bir meclis üyesi de bulunan komşuları, büyükelçiliğin ön kapısından siyah konukların girdiğini gördüğü için şikayette bulunmuştu. Ama Büyükelçi Ertegün oğulları ve müzisyenleri savundu.

Celenza konuyla ilgili şunları söylüyor: “Ertegün onlara ‘burası birlikte müzik yapabileceğiniz güvenli bir yer ve derinizin rengi fark etmez’ diyordu. Bunun yarattığı etki muazzamdı.”

Ertegün kardeşler 1942’de şehrin ilk karma/entegre konserini düzenlemeye koyuldu. Konser, 16. Cadde üzerindeki Yahudi Toplum Merkezinde gerçekleştirildi.

Georgetown Üniversitesi tarih profesörü ve şehrin caz tarihi hakkında 2018’de yayımlanan DC Jazz adlı kitabın yazarı Maurice Jackson şunları söylüyor: “Yahudi Toplum Merkezine gelen müzikseverler bunun karma bir konser olacağını bilmiyordu. Siyahlar ve beyazlar aynı etkinliklere katılmıyorlardı. Ama konserin tanıtımını tamamladıkları zaman artık her şey için çok geçti.”

Bir sonraki organizasyonları ise National Press Club’ın ilk karma etkinliğini düzenlemek oldu—folk ve blues müzisyeni Lead Belly’nin katıldığı bir konser.

Yarattıkları etki bununla da kalmadı. Ahmet 1947’de Atlantic Records şirketini kurdu ve birkaç sene sonra kardeşi de ona katıldı. John Coltrane, Thelonious Monk, Ray Charles ve Aretha Franklin gibi devlerin albümlerini yaptılar (Led Zeppelin ve Cream gruplarını da unutmayalım).

Jackson, “Kişinin caz müziği sevmesi ya da tanıtması için siyah olması gerekmiyor,” diyor. Ve kardeşlerin kendilerini siyah sanatçılara adamaları hakkında şunları ekliyor: “Özellikle bunu yapmak için işe koyulduklarını düşünmüyorum ama burada bir haksızlık gördüler.”

Mevcut Türkiye Büyükelçisi Serdar Kılıç günümüzde ailesiyle birlikte Sheridan Circle’daki evde yaşıyor. 

Malikane son olarak Türk polisinin, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın ziyareti sırasında dışarıda bekleyen protestoculara saldırmaları ile gündeme gelmişti. Kılıç evinin tarihinin daha farklı ve daha olumlu yönlerini vurgulamak istediğini söylüyor.

Kılıç verdiği demeçte şunları ifade etti: “Bu evin Washington’ın kültürel yaşamına yapmış olduğu katkıları unutmamalıyız. Kapılarımızı açıyoruz ve insanları gelip bunu görmeye davet ediyoruz.”

Önceki büyükelçi 2011’de caz konserlerine ev yapma geleneğini yeniden canlandırmıştı ve bu gelenek o günden beri devam ediyor. Kılıç da bu konserler dizisine 30 Nisan Uluslararası Caz Günü ile yeniden start verecek.

Biz de kendisinin bir caz müzik hayranı olup olmadığını sorduk.

Sorumuzu “Ertegün kardeşler kadar olmasa da geleneği sürdürüyorum,” şeklinde yanıtladı.

Kaynak: https://wamu.org/

Localized by Oytun Buyrukçu

English to Turkish Translator & Proofreader, Localization Expert

Author: Admin