15 Yıl Önce Başlayan Petrol Sızıntısı, Petrol Platformu Sahibinin Tahminlerinden Bin Kat Daha Kötü Boyutlarda

taylor-petrol-sizintisi-meksika-korfezi

CNN’in haberine göre bir petrol sızıntısı 15 yıldır Meksika Körfezi’ne yayılmaya devam ediyor.

Gerçekleştirilen federal araştırmaya göre her gün yaklaşık 380 ile 4500 galon arasında petrol, bir kasırga sonrasında hasar gören bu petrol platformundan okyanusa yayılıyor. Bu rakamlar ise okyanusa yayılan petrol miktarını her gün üç galon olarak belirleyen petrol şirketinin ilk tahminlerinden 100 ile bin kat arasında daha fazla.

Geçtiğimiz günlerde yayımlanan ve Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi ile Florida Eyalet Üniversitesi’nden bilim insanları tarafından hazırlanan rapor aynı zamanda Taylor Energy Company’nin petrolün nereden geldiğine dair iddiaları ile de çelişiyor.

Sızıntı, Taylor Energy Company’ye ait petrol platformunun Ivan Kasırgası’nın Meksika Körfezi’ni vurmasıyla meydana gelen çamur kaymasında hasar gördüğü zaman başladı. Bir dizi boru ve kuyu okyanus tabanına battı ve kısmen çamur ve çökeltilere gömüldü.

Petrol sızıntısına karşı Taylor Energy, 2008’de kuyuların dokuzunu kapak ile kapatmayı denedi ve üçü üzerine kubbeler yerleştirdi.

2010 senesinde Deepwater Horizon Sızıntı sahası yakınlarında yerel aktivistler tarafından daha fazla petrol sızıntısı olduğunun belirlenmesi sonrasında Taylor petrol sızıntısı ülke genelinde dikkatleri üzerine çekti. Ve geçtiğimiz Mayıs ayında ABD Sahil Güvenlik ekipleri okyanusa yayılan petrolü toplamakta yardımcı olan ve günde 30 varil (1260 galon) petrol toplayan bir sınırlama sistemi yerleştirdi.

Yapılan çalışma kule sahibinin çıkarımları ile çelişiyor

Taylor Energy 2008 senesinde petrol ve doğalgaz varlıklarını tasfiye etti ve üretim ve sondaj çalışmalarına son verdi; şirketin web sitesinde ise şirketin mevcut faaliyetlerinin sadece petrol sızıntısına müdahale ile sınırlı olduğu yazıyor. Şirket, sahadan günümüzde sızan petrol ve doğalgazın petrole doygun çökeltiler ve petrolün bakterilerce tüketilmesinin bir sonucu olduğu konusunda ısrar ediyor.

ABD federal hükümeti tarafından gerçekleştirilen çalışma ise bunun aksini söylüyor.

Araştırmanın yazarlarından Andrew Mason CNN’e verdiği demeçte, “Bu araştırma sızıntının rezervuardan, bu petrol borularından geldiğini ve sızıntının nedeninin okyanus tabanında kalan petrol olmadığını gösteriyor,” dedi.

Bilim insanları bu sonuca varmak için iki farklı yöntem kullanarak okyanus yüzeyi altından numuneler topladı. Daha önce gerçekleştirilen çalışmalarda okyanus yüzeyinde bulunan petrol tabakasından alınan örnekler kullanılarak veya saha üzerinde uçarak ölçümler yapılmıştı.

Bir akustik cihaz kullanan bilim insanları, her gün 9 ile 47 varil arasında (380-1900 galon) petrolün okyanusa karıştığını hesapladı. Ayrıca, bubblometer (kabarcık ölçer) adı verilen diğer bir cihaz ile sızıntı düzeyinin günde 19 ile 108 varil (800-4500 galon) olduğu hesaplandı.

Yayımlanan raporda bu rakamların tahmini olduğu ve bu rakamların devletin sahadan sızan petrol miktarı için kesin nihai tahminini oluşturmadığının altı çiziliyor.

Sızıntıyı durdurma çalışmaları

Mason, ABD Sahil Güvenlik ekiplerince kurulan sınırlama sistemini “ileriye dönüp harika bir adım” olarak niteledi ama bu sisteme rağmen bir miktar petrolün hala okyanusa yayılmaya devam ettiğini belirtti. Mason aynı zamanda okyanusta kaldıkça sistemin performansının düşeceğini ve bu nedenle de bunun kalıcı bir çözüm olmadığının da altını çizdi ve yetkililerin kalan 16 kuyuyu kapatmaları gerektiğini söyledi.

Taylor Energy ise kuyulara daha fazla müdahale edilmesinin petrol sızıntısının artmasına neden olabileceğini ve çevre üzerinde olumsuz etkileri olabileceğini iddia etti.

Şirket tarafından CNN’e yapılan açıklamada, şirketin bu son devlet raporundaki verileri henüz görmediği ve bunların ne kadar doğru olduğunu bilemedikleri söylendi. Açıklamada, şirketin “bilime dayalı ve çevrenin geleceğini ön plana çıkaran bir müdahaleyi savunmaya devam ettiği” ifadesi yer aldı.

Mason, bu çalışmanın sorunun boyutlarını görmemize yardımcı olduğunu söyledi.

Sözlerine şunları ekledi: “Bu çalışma, ‘Hiçbir sorun yok’ demek yerine ‘Evet, bir sorun var, peki bunu nasıl çözeceğiz?’ diye sorma noktasına gelmek için sahada neler olduğunu kesin bir şekilde söylemeye bir adım daha yaklaşmamızı sağladı.”

Kaynak: https://edition.cnn.com/

Translated by Oytun Buyrukcu

English to Turkish Translator & Proofreader, Localization Expert

Author: Admin