Sosyal Medyanın Radikalleşmesinin Ardında Açgözlülük Yatıyor

Şiddeti teşvik ettiği ve tehdit oluşturduğu gerekçesiyle Trump yanlısı bir alt grup (subreddit) olan “r/The_Donald” Reddit tarafından geçtiğimiz haftalarda karantinaya alındı. Benzer şekilde Twitter da site kurallarını ihlal eden hükümet yetkililerinin paylaşımlarına kırmızı bayrak koyacağının—ama bunları silmeyeceğinin—işaretini veriyor. Tıpkı YouTube’un eşcinsellik karşıtı videoların para kazanmalarını engellemesinde (bunları silmek yerine) olduğu gibi bunlar olumlu ama yetersiz önlemler olarak karşımıza çıkıyor.

Yakın zamanımıza kadar sosyal medya platformları sitelerinde bulunan zararlı içeriklerin kapsamı ve etkilerini bilmiyormuş gibi davranabiliyordu. Günümüzde ise gericilik, ayrımcılık ve bir zamanlar deli saçması olarak kabul edilen komplo teorileri ana akım söylemi esir aldı—ve bunlara ABD Devlet Başkanı Trump ve müttefiklerinin ürettiği içerikler de dahil. Bu gibi paylaşımlar, görüntülenerek ve paylaşılarak en popüler para kazandıran içerikler haline gelirken sosyal medya yöneticileri tarafsız olduklarını söyleyerek işin içinden çıkamamalıdır.

Büyürken aileniz marketlerde kasada gördüğünüz magazin manşetlerine inanmamayı size tembihlemiştir. Bu manşetlerin bazen sahte veya uydurma olduğunu size anlatmaya çalışmışlardır. Günümüzde ise magazin haberciliği maddi açıdan iflasın eşiğinde olabilir, ancak gücünü komplo teorilerinden alan, büyük ölçüde kurgusal yaklaşımlar sosyal medya kültüründe egemen olmaya başlamıştır.

Bu durum bizi şu soruya getiriyor: Ailemiz bize gerçek ve kurgu arasındaki ayrımı bilmeyi öğretmeseydi günümüz toplumu nerede olurdu? Peki Susan Wojcicki, Mark Zuckerberg ve Jack Dorsey açgözlü hissedarlar gibi değil de sorumluluk sahibi ebeveynler gibi davransalardı ne olurdu?

Wojcicki, açık bir şekilde ayrımcı içerikleri silmek ve gerçek haberler ve kurgu hikayeler arasına bir çizgi çekmek yerine meslektaşları ile birlikte platform üzerinde neler olduğunu “anlamaya” çalıştıklarını söylüyor. Bununla birlikte, Google geçtiğimiz Onur Yürüyüşü sırasında çalışanlarını YouTube politikalarını eleştirmemek konusunda uyardı. Bu tutum tam olarak Twitter’ın platform üzerinde beyaz ırkın üstünlüğünü savunan kişilerin zararlı olup olmadıklarını “araştırma” kararı—kararlı bir şekilde bunlarla mücadele etmek yerine—ile benzerlikler taşıyor. Bunun belli belirsiz bir yanıt olduğu açık.

Pew Research şirketine göre YouTube günümüzde yetişkin Amerikalılar arasında en popüler online platform haline geldi. Ancak platform üzerinde bir zamanlar yorumlarla sınırlanmış olan tehlikeli söylemler günümüzde platformun her yerinde görülebiliyor.

Doyurulamayan kâr etme isteği ayrımcılık ve gericiliğe hoşgörüyle yaklaşılmasına ve büyük sosyal medya platformlarında kullanıcıların kötü amaçlara alet edilmelerine neden oldu. Nefret parayı çekiyor. Eski Facebook güvenlikten sorumlu başkanı Alex Stamos ABD Kongresine verdiği ifadede çoğu sosyal medya platformunun itiraf etmek istemediği şeyi açıkladı: Online aşırıcılık salgınının çözümünde yapay zeka insan muhakemesinin yerini alamaz. Stamos, “Bu beyaz ırkın üstünlüğünü savunan gruplar kendilerini barındırmaktan memnuniyet duyan online barınma olanaklarına sahip,” dedi ve Gab gibi platformların bu gibi ırkçı içerikleri hiçbir denetim olmaksızın yayınladığını ekledi.

Aşırıcılık yanlıları ifade özgürlüğü ilkesinin kendilerine internette bağnazlığı sürdürme hakkı verdiğini savunuyorlar ve bu platformların sivil toplumun çıkarlarını savunan düzenlemelere tabi alanlar olduğu yanılgısında huzur buluyorlar. Ama aslında öyle değiller.

Corporation for Public Broadcasting CEO’su Patricia Harrison The New York Times’a verdiği demeçte, “YouTube’daki çocuklar o kadar da iyi olmayan içeriklere maruz kalıyorlar. “YouTube da şunu anlamaya çalışıyor: ‘Bunu nasıl kontrol ederiz? Bunu nasıl güvenli hale getiririz?’,” dedi. 

Gerçek şu ki bu ideolojik bir ikilem olmaktan ziyade etik bir ikilemdir: Gelecek nesilleri gerçeklerle bilgilendirmek ya da onları magazin haberciliğinin çöplerinin günümüzdeki karşılığı ile beslemek Sosyal medya CEO’larının sorumluluktan kaçınma gelenekleri, gittikçe daha fazla yanlış bilgilendirilen bir toplumun aptallaşmasına katkıda bulunuyor. Bu durum entelektüel açıdan dürüst muhafazakarlar ve liberaller için alarm çanlarını çalıyor olmalı.

Kaynak: https://www.wired.com/

Translated by Oytun Buyrukcu

English to Turkish Translator & Proofreader, Localization Expert

Author: Admin