Ok Saymak: Pers İmparatorluğu’nun Zayiat Hesaplama Yöntemi

Künye veya modern askeri bürokrasi öncesi dönemde, antik çağ ve orta çağ devletleri askeri güçlerini takip edebilmek için yaratıcı yöntemler bulmak zorundaydı

Savaşın en kasvetli yönlerinden biri verilen can kaybıdır. Ülkeleri adına ailelerinden ayrılmak zorunda kalan genç erkekler yüce bir davaya hizmet etmek için her şeylerini feda ederler. Bir savaş sonrasında ulusların karşı karşıya kaldıkları en büyük zorluklardan biri, ölülerini saymak ve onların kimliklerini belirlemektir.

On dokuzuncu yüzyıla kadar, ülkeleri adına her şeylerini feda edenlerin kimliklerini belirlemek neredeyse imkansız bir görev olmuştu. Antik medeniyetlerden biri ise en azından zayiatı sayma problemine bir çözüm bulmuştu.

Antik çağ ve batı medeniyetinin ilk dönemleri boyunca Pers İmparatorluğu en büyük ve en güçlü imparatorluk olmuştur. Gücünün zirvesindeyken Hindistan’ın sınırlarından Anadolu’ya kadar uzanan bu yüce imparatorluk bölgenin tüm düşman imparatorlukları ve medeniyetlerini endişe içinde bırakmıştır.

Yunan derebeylikleri, Büyük İskender’in fetihleriyle dağılan ve ölümü sonrasında yeniden toparlanan büyük Ahameniş İmparatorluğunu yakından takip etmiştir.

Onun yerini alan Seleukos İmparatorluğu ve daha sonrasında da Part ve Sasani İmparatorlukları, doğu sınırlarını kontrol altında tutmaya çabalayan devasa Roma İmparatorluğuna musallat olmuştur. Bizans İmparatorluğu ise Sasanilere karşı biraz daha başarılı olmuştur.

İsimleri değişmiş olsa da bu imparatorlukların her biri devasa boyutlardaydı ve birçok kabile, kültür ve halktan meydana geliyordu. Bu imparatorlukların savaşa getirdikleri orduların sayıları tarihçilere göre milyonlar ile ifade ediliyordu.

Bir abartı olduğu neredeyse kesin de olsa, çeşitli Pers imparatorları kolaylıkla yüz binlerce asker toplayabiliyordu. Antik bir medeniyet için asker sayısını doğru şekilde tutmak son derece zor bir görev olmalıydı.

Künye veya modern askeri bürokrasi öncesi dönemde, antik çağ ve orta çağ devletleri askeri güçlerini takip edebilmek için yaratıcı yöntemler bulmak zorundaydı. Altıncı yüzyıla gelindiğinde Sasaniler bir sefer sırasında kaç askerin öldüğünü takip etmek için bir yöntem geliştirmişlerdi. Eserlerinde Bizans imparatoru 1. Justinian’ın seferlerine geniş yer veren Procopius bu yöntemi anlatmıştı.

Yunan tarihçi şunları yazmıştır: “Pers geleneğine göre, düşmanlarından birine karşı sefere çıkmadan önce kral tahtında oturur ve önünde çok sayıda sepet olur. Düşmana karşı orduları yönetecek olan general de orada bulunur ve ordu kralın önünden teker teker geçer ve askerlerin her biri sepete bir ok koyar. Geçişleri tamamlandıktan sonra sepetler kralın mührü ile kapatılır ve güvenli bir yere götürülür.”

Sefer tamamlandıktan sonra askerler oklarını geri almak için geri dönerler. Procopius şöyle devam etmiştir: “Okları saymakla görevli olanlar askerlerin geri almadıkları tüm okları sayar ve geri dönmeyen asker sayısını krala bildirirler, böylece savaşta hayatını kaybedenlerin sayısı anlaşılır.”

Bolca zaman gerektiriyor olsa da bu zeki yöntem sayesinde Pers kralı diğer az sayıda medeniyetin yapabildiğini yapmış ve askerlerinin tam sayısını tutmuştur.

Perslerin bunu yapabilme yetenekleri onlara Bizanslar gibi sofistike olanlar da dahil düşmanları karşısında önemli bir avantaj sağlamıştır. Savaşta ölenlerin isimlerini ortaya çıkaramıyor olsa da ok sayma yöntemi Perslerin en azından bir sefer öncesinde ve sonrasında ordularının boyutları hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamıştır.

Bu da sadece daha kapsamlı stratejik düşünmeye imkan tanımakla kalmamış aynı zamanda kumandanların etkinliğini de ortaya koymuştur. Procopius’un yazılarında, başarısızlıkla sonuçlanan bir Roma kale kuşatması sonrasında geri dönen okların sayısı nedeniyle eleştirilen bir Pers kumandanına da yer verilmiştir.

Kaynak: https://www.warhistoryonline.com

Translated by Oytun Buyrukcu

English to Turkish Translator & Proofreader | Localization Expert

Author: Admin