“Nasıl Görünüyorum?” Sorusunu Cevaplamak Neden Zor?

Sormadan önce iki kere düşünmemiz gereken soruları ele aldığı yazılarına devam eden Christine Manby, insanın birisine nasıl göründüğünü sormasının iyi bir soru olup olmadığını araştırıyor

Cumartesi gecesi. Dışarı çıkacaksın. Bütün hafta bu anı beklemiştin. Sevdiğin bir elbise seçtin. Saçını olmasını istediğin gibi yaptın. Banyo aynasındaki yansımana bir öpücük gönderdin ve yansıman da sana öpücük gönderdi. Çıkmaya hazırsın. 

Sevgilin/ev arkadaşın/o gece birlikte dışarı çıktığın arkadaşına “Taksi 10 dakikaya gelir,” diyorsun.

Sana “neredeyse hazırız,” diyor. Son beş dakikayı basamaklarda oturarak ve uygulamadaki küçük taksi ikonunun yaklaşmasını izleyerek geçiriyorsun. 

“Taksi şimdi meydandan döndü!”

Dört dakika kaldı. Taksi sadece üç sokak ötede.

Banyonda “Bir dakika!” diyen bir ses yükseliyor.

“Beklerken taksimetreyi açtıklarını unutma!” Alelacele hazırlanmaya çalışıyorsun. 

İki dakika kala partiye birlikte gideceğin arkadaşın sonunda banyodan çıkıyor ve uzun şortun üstüne kasap önlüğüne (temiz) benzer bir şey giymiş olarak karşında dikiliyor. 

“Ta-daa!”

İnsanoğluna şimdiye kadar sorulmuş en zor sorulardan birini sana sormadan önce biraz kıvırtıyor ve gülümsüyor.

“Nasıl görünüyorum?”

Kahretsin. Bombanın pimi çekildi.

Elbette herkesin böyle bir kostüm giydiği türden bir partiye gidiyorsanız şanslısın.

“Harika görünüyorsun canım! Taksi de geldi. Hadi gidelim.”

Ama eğer anneannenin 80. doğum gününü kutlamaya ya da normal bir deri ceket giymenin dahi insanların tepkisini çektiği ve “buradan sonra sadomazo toplantısına mı?” gibi yorumlara sebep olduğu türden bir partiye gidiyorsanız sorun var demektir. 60 küsur yaşındaki kuzenin Jerry bu şortu görecek ve arabasının anahtarını doğrudan meyve kasesine bırakacak. Keşke sevdiceğin her zaman giydiği o siyah pantolonu giymiş olsaydı. 

“Ne diyorsun?” Bir cevap almak için sana baskı yapar.

Bunu beden dilini kullanarak söylemeyi deneyebilirsin. 

“Çok, ee, çok…’ sözlerini takiben İtalyan el işaretleri ve İngiliz omuz hareketlerinden sonra “senin için kim alışveriş yapıyorsa onu öldüreceğim” dersin.

Ya da küçük bir öneri ile devam edebilirsin.

“Üzerine bir kaşmir hırka almaya ne dersin?”

“Hava 30 derece.”

Ya da dürüst olmaya çalışabilirsin.

“Diğer seçenek daha iyiydi sanki.”

“Hangi diğer seçenek?”

“Herhangi. Bunun dışında her şey.”

Ne yaparsan yap, eğer cevap vermekte tereddüt edersen her şey kötü gitmeye başlar. Herkes, bu soruya cevap vermekte tereddüt etmenin “biraz önce bir katilin mahzeninden çırılçıplak kaçmış ve çıkarken de eline ne geçerse üstüne geçirmişe benziyorsun” anlamına geldiğini bilir.  

Ama birisinin nasıl göründüğü hakkında açık davranmazsan karşındaki kişiye kötülük yapmış olmaz mısın? Karşındakinin duygularını incitmek istemiyor olabilirsin ama olabilecek en iyi şekilde görünmediklerini düşünüyorsan, bunu başkasından önce söylemeyerek o kişinin kalbinin daha fazla kırılmasına zemin hazırlamış olmaz mısın? Soru sormamızın nedeni dürüst bir cevap almak değil midir? Evet, hepimiz öyle olduğunu düşünmek isteriz. Ama gerçekte peşinde olduğumuz şey, Instagram’daki “beğen” ikonunun gerçek yaşamdaki karşılığıdır.

Şahsi fikrim, birisinin elbisesi külotunun içine sıkıştırılmışsa bunu ona söylemeliyiz. Benzer şekilde, içine zar zor girdikleri pantolonun dikişleri atmışsa ve iç çamaşırı gözüküyorsa bunu ona hemen söylemeliyiz. Ama birisi sana nasıl göründüğünü sorarsa ve meme uçlarını göremiyorsan ve o kıyafeti giymenin kimseye bir zararı olmayacağından eminsen, neden olmasın?

Harika sözcüğünün sözlük anlamına bakacak olursan, “Canım harika görünüyorsun” cevabı teknik olarak her zaman bir gerçektir. Ismarlama pullu binici pantolonundan duyulan hayret ve hayranlık.  

Yazının devamı için lütfen buraya tıklayın.

Translated by Oytun Buyrukçu

English to Turkish Translator & Proofreader, Localization Expert

Author: Admin