İklim Soykırımı

iklim değişikliği

Birleşmiş Milletler aşırı yoksulluk ve insan hakları alanında özel sözcüsü Philip Alston, dünyanın “zenginlerin aşırı sıcaklar, açlık ve çatışmalardan kaçmak için para ödeyeceği ve geri kalanının bu gibi olumsuzluklardan etkileneceği bir iklim soykırımı” ile karşı karşıya kalabileceğini söyledi.

Alston, iklim değişikliği ile mücadelece “özel sektöre aşırı güven” konusunda uyardı. Bunun bir örneği olarak ise zaten gerçekleşmiş bir olayı gösterdi: “Sandy Kasırgası 2012 senesinde New York’u vurduğu zaman, elektrik ve sağlık hizmetlerine erişimi olmayan düşük gelirli ve aciz New Yorklular zor durumda kalırken, Goldman Sachs genel merkezi on binlerce kum çuvalı ile korundu ve kendi jeneratörüne sahipti.”

Bu medeniyetin geçirdiği bir değişim. Alston, “İklim değişikliği, global sağlık ve yoksulluğun azaltılması gibi konularda geçtiğimiz 50 sene içerisinde kat ettiğimiz yolda başa dönmekle bizi tehdit ediyor… Bununla birlikte, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve çok çeşitli sivil ve politik haklar risk altında. Toplum içerisinde memnuniyetsizlik, büyüyen eşitsizlik ve bazı gruplarda artan seviyelerdeki mahrumiyetin milliyetçilik, yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve diğer tepkileri körüklemesi olası görünüyor.

Sivil ve politik haklar çerçevesinde dengeli bir yaklaşımı korumak son derece karmaşık olacak,” dedi.

Alston aynı zamanda 100’ün üzerinde rapor ve bilimsel araştırmanın bulgularını bir araya getirerek iklim değişikliğinin gezegenimiz üzerindeki yüz milyonlarca kişinin temel gıda, su, sağlık ve konut ihtiyaçlarını nasıl tehdit ettiğini ortaya koydu. Rapora göre dünya nüfusunun en fakir yarısı global karbon emisyonlarının sadece %10’una neden olsa da iklim değişikliğinin dünyaya olan maliyetinin yaklaşık %75’ini gelişmekte olan ülkeler karşılamak zorunda kalacak.

Alston devletlerin, işletmelerin, STK’ların ve hatta BM’in atmış olduğu “bariz bir şekilde yetersiz” adımları eleştiriyor ve bu adımların “karşı karşıya olduğumuz tehdidin boyutları ve bu acil durum karşısında tam anlamıyla orantısız” olduğunu belirtiyor. Alston Donald Trump’ı iklim değişikliği ile mücadelede yetersiz kalmakla eleştirmiyor, aksine durumun daha da kötüye gitmesine neden olmakla eleştiriyor. Alston Trump’ın “eski lobicileri denetleyici pozisyonlara getirdiğini, sektörel bakış açısını benimsediğini, çevre düzenlemelerinde agresif bir geriye gidişe öncülük ettiğini ve iklim bilimini aktif bir şekilde susturduğunu,” söylüyor.

Alston’a göre “dünya ekonomisi derin bir yapısal değişimden geçmek zorunda… Güçlü bir sosyal güvenlik programı, iklim değişikliğinin getireceği kaçınılmaz zarara karşı verilebilecek en iyi yanıt olacaktır.” Alston “bu krizin devletlerin uzun süredir ihmal ettikleri, sosyal güvenlik, gıda, sağlık, barınma ve istihdam erişimi de dahil ekonomik ve sosyal hakları yerine getirmelerinde bir katalizör rolü oynaması gerektiğinin” altını çiziyor.

Alston, iklim değişikliği ile mücadele ederken aynı zamanda ekonomik ve sosyal adalet için de mücadele edilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Kaynak: https://www.boulderweekly.com/

Translated by Oytun Buyrukcu

English to Turkish Translator & Proofreader, Localization Expert

Author: Admin