Araştırmaya Göre Bilinçli Farkındalık Arttıkça Oyalanma Düzeyleri Azalıyor

bilincli-farkindalik-mindfulness-oyalanma-procrastination

Kısa süre önce Personality and Individual Differences dergisinde yayımlanan çalışma, bilinçli farkındalık (mindfulness) ve oyalanma (procrastination) arasındaki ilişkiye ışık tuttu.

Bu çalışmanın bulgularını anlayabilmek için öncelikle bilinçli farkındalık ve oyalanma kavramlarını tam olarak anlamakta fayda var:

  • Bilinçli Farkındalık kişinin bilinçli olarak kendisi ve çevresine o anda oldukları haliyle dikkatini vermesi eğilimidir. Bilinçli farkındalık, duygu ve düşüncelerin tepkisel olmadan farkında olunması ve bunların yargılamadan kabul edilmesini vurgular ve bu özelliğiyle dikkate bağlı bir otokontrol stratejisi olarak görülür.
  • Oyalanma ise kişinin kendini kontrol edememesi ve bunun sonucunda görevlere başlama ya da görevlerin tamamlanmasında gecikme anlamına gelir. Birçok durumda insanlar kısa süreli duygu durum yönetimi amacıyla oyalanmayı dürtüsel olarak cazip bulur ve bu duygu durum yönetimi, oyalanan kişilerin uzun vadeli hedeflerine ulaşmalarında önemli olan ancak itici olabilen görevleri ihmal ederek bunlar yerine kısa süreli ama keyifli faaliyetlerde bulunularak sağlanır.

Bu iki değişken arasındaki ilişkiyi analiz etmek için araştırmacılar 339 Çinli üniversite öğrencisinden oluşan bir örneklem üzerinde 6 aylık bir süre içerisinde 4 farklı tarihte anket uygulamasını içeren bir boylamsal araştırma gerçekleştirdiler.

Araştırmacılar katılımcılardan Likert tipi bir ölçek ile ilgili beyanları değerlendirmelerini istedikleri anketler ile katılımcıların bilinçli farkındalık ve oyalanma düzeylerini bu 4 tarihte ölçtüler.

Örneğin, bilinçli farkındalık anketinde şu gibi beyanlara yer verildi:

“Aklıma üzücü düşünceler veya anlar geldiği zaman bunları sadece fark ederim ve bunlara aldırmam.”

“Hayal alemine daldığım, endişelendiğim ya da dikkatim dağıldığı için yaptığım şeye dikkatimi vermem.”

Benzer şekilde, oyalanma anketinde şu gibi beyanlara yer verildi:

“Bir şeyi yapacağıma dair kendime söz verir ve sonra işi ağırdan alırım.”

“Yapmayı sevmediğim şeylere başlamayı ertelerim.”

Araştırmacılar daha sonra katılımcıların bilinçli farkındalık eğilimleri ile oyalanma düzeylerini her bir tarihte ölçmek için çapraz gecikmeli panel modeli kullanarak bu verileri analiz ettiler ve belirli bir tarih için onların bilinçli farkındalık ve oyalanma düzeylerini tahmin ettiler. Yani, bu model ile katılımcıların bilinçli farkındalık düzeyleri arasındaki ilişki birinci tarih için ölçülürken ikinci tarih için hem bilinçli farkındalık hem de oyalanma düzeyleri ölçüldü.

Araştırmada iki önemli veriye ulaşıldı:

  • Bilinçli farkındalıktaki artış, bunu takip eden oyalanma düzeylerindeki düşüşü açıklayabilir. Bu da bilinçli farkındalığa sahip kişilerin daha az oyalanma eğilimi gösterdiklerini ortaya koyuyor.
  • Oyalanma düzeylerinde artış, bunu takip eden bilinçli farkındalık düzeylerindeki düşüşü açıklayabilir. Bu da insanlar bol bol oyalandıkları zaman gerçekleştirdikleri faaliyetlerde bilinçli farkındalık düzeylerinin daha düşük olma eğilimi gösterdiğini ortaya koyuyor.

Bu iki yönlü ilişki ise bazı durumlarda azalan bilinçli farkındalık düzeylerinin artan oyalanma düzeyleri ile sonuçlanabileceği ve bu durumun farkında olma eğilimini daha da azaltabileceği olumsuz bir döngünün meydana gelebileceğini ortaya koyuyor.

Bu sonuçların teorik bakış açısıyla açımlanmasında ise araştırmacılar, bilinçli farkındalığın olumsuz duygular ve öz eleştiri düşüncelerini yargılamadan kabul etmeyi teşvik edebileceği ileri sürüyor. Aksi takdirde, bu gibi olumsuz duygular ve öz eleştiri düşünceleri kişinin zorlu görevlerle karşılaşması halinde oyalanmalarına neden olabiliyor. Buna ek olarak, bilinçli farkındalığın kişilerde farkındalık ve otokontrolü teşvik etmesi nedeniyle araştırmacılar, bunun aynı zamanda insanların dikkat dağıtıcı şeylere teslim olmak yerine yaptıkları işe odaklanmalarını teşvik ederek oyalanma eğilimini azaltabileceğini de ileri sürdü.

Öte yandan, sıra oyalanmanın neden azalan bilinçli farkındalık düzeyleri ile ilişkili olduğunu açıklamaya geldiğinde araştırmacılar, oyalanmanın genellikle tepkisel davranışları ve bilinçli farkındalığın odaklanmış eylemi ifade etmesi nedeniyle tepkisel davranışlara kendini bırakma eğiliminin insanın bilinçli bir şekilde hareket etme yeteneğini kısıtlayabileceği fikrini ortaya attılar.

Bununla birlikte, araştırmacıların da belirtmiş olduğu üzere bu çalışmanın bazı sınırlamaları bulunuyor ve araştırma sonuçlarının dikkatle yorumlanması gerekiyor. Bu sınırlamalar arasında örneklemin öğrencilerden oluşması, araştırmanın korelasyonal doğası ve bilinçli farkındalık ile oyalanma arasındaki neden-sonuç ilişkilerinin tam olarak açıklanabilmesi amacıyla potansiyel aracı süreçlerin incelenmemiş olması sayılabilir.

Ayrıca, bilinçli farkındalık ile oyalanma arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuş olsa da söz konusu etki boyutlarının göreli olarak küçük olduğunu da hatırlatmakta fayda var. Bu da bilinçli farkındalık ile oyalanma arasında tersine bir ilişki bulunuyor olsa da bu değişkenlerin bir diğeri üzerinde sahip oldukları etkinin büyüklük bakımından genellikle sınırlı olabileceğini gösteriyor. Yani kişinin bilinçli farkındalığındaki büyük değişikliklerin yine o kişinin oyalanma eğilimi üzerinde oldukça küçük bir etki yaratması da mümkün.

Bununla birlikte, bu çalışmada bilinçli farkındalık ile oyalanma arasında anlamlı bir ilişki olduğu ve bilinçli farkındalıktaki artışın muhtemelen insanların oyalanmaktan kaçınmalarına yardımcı olabileceği belirtiliyor.

Kaynak: https://solvingprocrastination.com/

Translated by Oytun Buyrukcu

English to Turkish Translator & Proofreader, Localization Expert

Author: Admin